facebook twitter tumblr instagram linkedin
  • Home
  • Features
    • Multi DropDown
      • DropDown 1
      • DropDown 2
      • DropDown 3
    • ShortCodes
    • Sitemap
    • Error Page
  • Learn Blogging
  • Documentation
    • Web Documentation
    • Video Documentation
  • Download This Template

BENİRVA

Kişisel Gelişim
Son zamanlarda “Neler oluyor bize?” cümlesini kendime soramadan edemiyorum.Gerçekten neler oluyor bize de, kendimizi bu kadar dinleyemez etrafımızı bu kadar yakıp yıkar olduk. Pişmanlıklar üzerine pişmanlıklar yaşayıp, hiç olmamışçasına devam etme çabalarımız, özgünmüşçesine tavır ve davranışlar sergileyip burnumuzdan kıl aldırmadan devam etmeye çalışmalarımız… Aslında işin biraz içine girince daha doğrusu kendini işin içinde bulunca durumu yavaştan anlamaya başlıyormuşsun meğersem. Kendi başımdan geçenlerden örneklemelere gidersem; çok emek verdiğiniz, sevginizin ve saygınızın olduğu bir arkadaşınızı düşünün. Onunla her yere gidip, her şeyi paylaşıp sanki benden beni daha iyi tanımlayamaz dediğiniz bir arkadaşınızı düşünün. Bir gün bir işe koyuluyor, ondan destek alıyorsunuz. Onun her türlü desteğini hissediyor ve güveniyorsunuz. Fakat gelin görün ki, yaşam sizin sandığınızdan daha çabuk ve hızlı bir şekilde insanları kendi büyüsüne çekiyor. İlk olarak, kendisine çekiyor büyülü bir hayatı gösteriyor. Ardından hayatın acı tarafını gösteriyor ve sonra size kıyaslama imkanı tanıyor. Hiç ummadıklarımız maalesef hayatın getirdiği şartlara kapılıp, bu büyünün peşinden gidiyor. Bir bakıyorsunuz ki, bu büyü onu alıp götürürken; yan yana yürüdüğünüz o insan aranıza kilometrelerce uzaklıkta mesafe açmış, sizi en arkada bırakmış. Ne zaman düştüğünü hissettiğinde yanında sizi bulamayınca, sizi suçlar olmuş. Neden bizde onunla birlikte değiliz diye…

Belki de arkadaşlığın kuralı “düştüğünde onu kaldırmak.” Fakat o hayatın büyüsüne kapılırken, bir an olsun sizi hatırlamıyorsa, bırakın o hayat onu düşürdüğü gibi kaldırmasını da bilir. Belki kötü tecrübeler edinir. Belki de hiçbir şey olmaz, hayatı eskisinden daha iyi bir şekilde devam eder. Asıl en önemli detay ise o bir şekilde ayağa kalkınca sizin emek verdiğiniz o insan, sizi acımasızca eleştirmeye ve yargılamaya başlama çabasına girmesi insanı en üzen ve hayal kırıklığına uğratan nokta oluyor. Bakıyorsunuz kendinize şans nereden gülerse ona da gülsün diye uğraştığınız, “beni asla yanlış anlamaz” dediğiniz kişi size farklı söylemlerde bulunarak, sizin hevesinizi umutlarınızı kırmaya yok etmeye başlıyor. Halbuki böyle yapmak yerine, kendi içimizde hesaplaşmalara girsek; kendimize dürüst olmayı denesek acaba bunların hepsi yaşanır mı, arkadaşlıklar zarara uğrar mı? –Biraz bu konuda derin düşünmek gerek, hem de uzun bir süre ve detaylıca. 
Sevgilerimle,
B.


Mutluluğun peşinde olmak.


Son zamanlarda etrafıma bir göz gezdirdiğimde herkeste ortak bir cümle duyuyorum: “Mutlu değilim.” Neden mutlu olmak için sebepler aramıyoruz da, mutsuzluğumuzu durmadan dile getiriyoruz? Kendimize bu eziyeti yapınca çok mu güçlü oluyoruz. Durumumuzda bir düzelme mi oluyor. Mızmızlanmak dışında hiçbir şey olmuyor ki... Sadece saniyelerimizi ardı arkası kalmadan bitirip, dakikalarımızı, günlerimizi yeri geliyor aylarımızı hatta sevdiklerimizi yiyip bitiriyoruz. Sonuç? –Koca bir HİÇ.
Madem söylenmekten başka bir şey gerçekleşmiyor; durup düşünüp, kendimizi sorgulayıp doğruya neden gitmiyoruz? Doğru ile neden mücadele etmiyoruz? Yapamıyoruz. Çünkü kendimiz ile yüzleşmekten korkuyoruz. Hatalarımızı kendimize söylemekten korkuyoruz. Kabullenemiyoruz. Halbuki bunlar toprağa gömülü altın gibi durmakta kabullenildikçe toprak üstümüzden giderek parıldamaya, içimizdeki cevheri görmeye; biz gördükçe kendimize değer verdikçe etrafımızdan da değer görmeye başlayacağız. Yani biraz başa dönersek durum şu ki; BİZ KENDİMİZLE İLETİŞİME GEÇEMİYORUZ. Kendimizi anlamaya, hissetmeye, neye o an ihtiyacımız var umursamadan devam ediyoruz. Durmadan duraksamadan. Az biraz vakit ayırmanın, kendini dinlemenin hiç kimseye bir kaybı olmaz. Olamaz, olmadı da. Sadece baş başa kalmalı ve iletişime geçmeliyiz. Kendimizi tanımalıyız. Artılarımızı, eksilerimizi, güzelliklerimizi ya da eksikliklerimizi kabullenerek ilerlemeliyiz. İletişime geçip kendimizi dinledikçe huzurumuzu bulacak, enerjimizin bizi yönlendirmesine izin vermiş olacağız. O zaman gerçekten aradaki farkı görmeye başlayacaksınız. Hep bir bitmek bilmeyen enerji sizle dolup taşacak, hayat size sandığınızdan çok güzel görünecek. Aslında değişen hiçbir şeyin olmadığını, mutluluğun hep sizle olduğunu fark edeceksiniz. Asıl olayda bu ya….



Kişisel Gelişim

      Hepinize koooocaman selamlar! “Gittim bir daha gelmedim.” Mantığı ile hareket ederken kendimi yine bilgisayarımın önünde oturmuş, size bir şeyler anlatıyorken buldum kendimi. Hazır “köşe yazarlığı” üzerine birkaç yerden teklif almışlığım da var. Gaz bu gaz diyerek bloğuma geri döndüm.
     Biliyorum zaman aralığı biraz uzun biraz sancılı oldu. Sonunda güzel oldu. Kendimi bu süre zarfında o kadar çok sorguladım ki, size anlatamam. Yeri geldi; yaptıklarımı inceledim, yeri geldi kendime sorular sorarak ilerlemeye çalıştım. En sonunda “FARKINDALIK” kelimesinin farkına vardım. Bu süreç açıkçası benim için biraz sancılı oldu. Bunları zaten uzun uzadıya sizlerle paylaşacağım. Nasıl “düştüm” ? Nasıl “ayağa kalktım”? Nasıl farklı bir “BENIRVA” çıktı ortaya, hem de farkındalığı olan bunlardan bahsedeceğim.
     Böyle hep ben yazmak istemiyorum yazılarıma. Sonuçta herkesin bir hayat hikayesi, bir yaşanmışlıkları bulunmakta. Gelin birlikte paylaşalım. Gelin bana ortak olun. Bana “takma isminiz veya isminiz” ile örnek olarak alacağımız hayat hikayelerinizi yollayın. Seve seve paylaşacağımdan emin olabilirsiniz.
        He bu arada, artık yazılarımı birazdan “Gezi Blogundan” ziyade, “Kişisel Gelişim Bloguna” evrilişine şahit olacaksınız. Bu konuda edindiklerimi, gözlemlerimi muhakkak sizlerle paylaşmalıyım. Yeni bir ben mi geliyor yoksa? –Yakında. Hem de çok yakında!


Newer Posts
Older Posts

Bu Ayın Popüler Videosu

About


Hello, There!

Vix no volumus ocurreret maiestatis, quaeque alienum eum te, semper principes deseru



LET’S BE FRIENDS

Trending

How to Plan your Trip the Right Way

yazılarım

  • ►  2019 (2)
    • ►  Ocak (2)
  • ▼  2018 (34)
    • ►  Ekim (7)
    • ►  Eylül (10)
    • ►  Ağustos (1)
    • ▼  Haziran (3)
      • Değer Verdiklerimize...
      • Neden Mutlu Olamıyoruz?
      • Yeni Bir BEN
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (11)
  • ►  2017 (11)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Nisan (3)
    • ►  Mart (1)

Uyarı!

Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Takipteler

POPULAR POSTS

  • Yanı Başımız Yunanistan'ın En Güzel Festivalleri
  • Kehanetlerin Yeri Şirince Köyü
  • Atölyelerle Kafeler Buluşursa Ne Olur? -Biz Sanat Atölye Kafe Olur :)
  • Alsancakta gezilecek yerler
  • İzmir'de Gidilecek Nitelikli 3. Nesil Kahveciler / Latte Sanatı
@INSTAGRAM

Don’t Miss

Nullam eta curss tellus sapien. Nam nec eltum elit. Pellent esque habitant morbi tristique sene ctus et netus emalesuaac turpis egestas...

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

YouTube channel

youtube image
Created By SoraTemplates | Distributed by GooyaabiTemplates