Geziyorum ! Part I

by - Kasım 27, 2017

Ereğli
-ZONGULDAK/EREĞLİ GEZİSİ-
Part I

Selamlar! Yazılarım için hızımı almışken bugün sizlere, iş gezisi-teknik gezi adı altında gittiğimiz Zonguldak-Ereğli den biraz bahsetmek istiyorum. Biraz dedim ama azıcık uzun olabilir; bu yüzden iki parta bölmeye karar verdim :)

Ereğli
Erdemir Fabrikası'na giderken.

Hazır gezi planlarımı rotamı yavaştan çizmeye başlayan ben, Türkiye de gezilip görülecek yerleri pas geçmeden, yurt dışına gitmek istemediğimi fark ettim. Bunlardan biri de; eğer işim düşmese belkide: ""hayatta" gezi amaçlı gezeyim." demeyeceğim bir yerdi Ereğli benim için taa ki görünceye kadar....

Güzel ve keyifli bir yolculuktan sonra sabah saat 4-5 arasında Zonguldak'a giriş yapmış, havanın aydınlığı hafiften şehre yansıması ile: " sanayiye gömülmüş bir şehir" olarak ön yargıya kapılmama sebep olmuştu. Sanayiden belki bir ömür boyu işim gereği ayrılamayacak olan ve aynı şekilde sanayi ortamını bir bayan olarak seven ben bile o gaz bulutu tabakasını görünce fikrimin değişmesine sebep oldu. -İzmir ve Manisa'daki fabrikaların yanında Erdemir'i görünce asıl sanayinin orada olduğunu anlamış oldum. -

Ereğli
Erdemir'in uzaktan görünümü

Sahilden, kendi konaklama yerlerimize gidene kadar şehrin sessizliği -belkide saatin sabah 6 olmasındandır :) bilemiyorum - arabaların azlığı yavaştan kendini sevdirmeye başlamıştı. Konaklama yerimizi güç bela navigasyon ile bulup; Erdemir'in kendi konaklama misafirhanesine misafir olduk. Yerleşim yerine hepimizin içi o kadar gitti ki, yeşilliğin arasında  oluşu bizi büyüledi adeta. Yerleşmeleri  yaptıktan sonra hızlıca, vakit kaybetmeden kendimizi işe verip akşam üstü saat 5'e kadar, kendimizi Erdemir de kaybettik.

Ereğli
Sahile Bağlayan Üst Geçit

İş görüşmelerimiz tamamlandıktan sonra, gezme imkanı bulup bu küçük yeri keşfe çıkmak istedik. İlk olarak arabayla mı gitsek diye düşünürken, ardından küçük bir yerleşim yeri olduğunu ve yürüyerek çok daha farklı şeyler göreceğimize inandığımız için yürümeyi tercih ettik.

Konaklama yerlerinden sahile neredeyse 15-20 dakikalık bir süre ile rahatça ulaşabiliyorsunuz. Yukarıda da dediğim gibi arabaların büyük şehirlere nazaran daha az oluşu sizi etkiliyor haliyle...İlk olarak sahilden yürüyerek keşfe çıkalım ardından içerilere geçeriz dedik. Fakat adım başı bir yerde yeşilliğin çıkması, o kozmopolit şehrin sıkıcılığı burada olmayışı, aynı zamanda insanlarının aşırı kibar oluşu Ereğli hakkında düşüncemizi tura başlamadan pozitif yapmıştı bile...

Ereğli
Sahil Meydan

Tiplerimizden belli oluyordur belki ondan bize iyi davranıyorlardır desek bile, öğrendik ki gerçekten halkı oldukça kibar ve sıcak kanlı insanlarmış. Birkaç kez etrafa bakmaktan yolda bulsak da kendimizi, arkamızı döndüğümüzde şöförlerin güler yüzle bizleri beklemeleri ve yol verişleri bence büyük saygıyı hak ettiklerini kanıtlıyor.

Ereğli
Sahildeki Herkül Heykeli

Biraz etraftan bahsedecek olursak, sahilden giriş yaptığımız için sahil tam bir kordon gibi hatta tasarım bakımından İzmir Kordonu bile geçer diyebilirim. Temizliği, halkın kullanışı olsun bence sahil adeta "ben buradayım" diyor. Sahilin bir ucu sanayiiye bağlansa da, görüntüyü bozma dursun etrafa verdiği zararı düşünmek istemiyorum bile, genel olarak saatlerinizi kordondaki gibi geçirebilirsiniz. Sahile yakın çay bahçeleri, parklar, dinlenme yerleri ile yorgunluğunuzu atmanız ve manzaranın tadını çıkarmanız için harika bir seçenek.


Ereğli
Sahil

Sahilde ise başıma gelen güzel bir olayı sizlere anlatmak istiyorum. Küçük tezgah açan teyzeler ve amcalar müşteri beklerken, bir amcanın yanına gidip saatlerin fiyatını sordum. Fiyatını söyleyince, "ama ben öğrenciyim" dememle, indirim yaptı. Sonra arkadaşım gelip, "biz İzmir'den geldik bugün buraya" deyince amcanın gözlerinin içinin gülüp "bana güzel günlerimi hatırlattınız. iyi ki varsınız alın istediğinizi. İzmir'e de size de canım feda" demesiyle saati bize verdi. O an topluca yaşadığımız duygu yüklü anları hiçbir zaman unutmayacağım:) Aldığım günden beri kullanırım o saati her taktığımda da amcayı hatırlar ve gülümserim.. Belki de iki parttan oluşan bu yazımın benim için en önemli ve tek anlamlı yeri burası. Ereğliyi bu kadar sevmemin, aklımın orada kalmış olmasının sebebi de ...


Ereğli
Amcanın saati :))

Konuyu dağıtmadan devam edersek; sahilde biraz fotoğraf çekimi yaptıktan sonra, karşı tarafta -içeriye geçip- buranın neresi meşhur diye telefonlara daldık. Maalesef ki, müze saatini kaçırdığımız için ve Cehennem Ağzı Mağaraları da bize yürüme mesafesine göre baya uzak kalınca kafeler sokağının arka sokaklarında kendimizi bulduk....Bu kısmı ikinci partta anlatacağım, biraz merak edin bakalım :) Şimdilik hoşçakalın.. Sevgiler. B.

You May Also Like

2 Comments