Kolay Harcamayın!
Şu gencecik
yaşımda; en yakın arkadaşının koltuğunu elde etmek için onun sağlığından
olmasını bekleyenleri, üç kuruş daha fazla kazanayım diye iş yaptığı insanın
arkasından iftiraları atıp ona gelecek işi kendisine alanları, genç yaşta bir
makam mevkii sahibi oldu diye yaşı kadar tecrübe sahibi olan insanlara ahkam
kesenleri, kendisine sorumluluk verildi diye “ne oldumcu” olup karşısındaki
insanı ezmeye çalışanları, tanımadığı bir insan hakkında dedikodu çıkarıp o
kişiyi ekarte etmeye çalışanları, yanında olduğunu zannettiğin insanların
aslında seni potansiyel tehlike olarak algılayıp sana iyi davranmaya
çalışanları, iki güler yüz bir selamlaşma gördü diye yaftalayanları,
ailelerinin desteklediği birbirini çok seven iki gencin “evlenmedikleri” için
toplum tarafından “ahlaksız”laştırıldığı, kadın olduğu için “sen git bayanlara
göre meslek bul”cuları, sanki kendisi “Royal Aileden” gelmiş gibi İngilizceyi
kendi dili gibi sahiplenip, Türkçeyi hakir görenleri, kitap okuyor farklı
kültürleri öğrenmeye kendini geliştirmeyi amaçlayan insanları “elit” diyerek
ötekileştiren toplumdan ayırmaya çalışanları… Yani kısaca neler neler gördü bu
gözler; neler neler duydu bu kulaklar… Yazık çürüyoruz. Çürükleşmiş yapıyı
sağda solda, orada burada, siyasette evde arama. Aynaya geç ve kendine bak,
bize bak. Sen toplumun bir yansımasısın. İster fabrika sahibi ol trilyonları
yönet, ister tarlada çalış kendini geçindirecek kadar üret. Fark etmez. Sen
busun. Bu toprakta doğdun, burada yetiştin, burada yaşamını devam ettirdiğin
sürece yansımanın bir parçası olacaksın. Bundan kaçamazsın. O yüzden özüne bak
ve kendini dinle, bizi dinle…
Yaşamın
getirdiği koşullarla herkes eşit doğmuyor ve yaşamıyor. Bunda hem fikiriz evet,
ama bu demek değildir ki birbirimize sahip çıkarak bunu yok edemeyiz. Burada
doğuyor işte “Sevgi” kelimesinin yüceliği…
Her kişinin
karakteri, yaşamın getirdikleri ile şekillenmekte. İyi ya da kötü kendini
tanıyanlar bulunmakta. Okuyanlar, eğitimlerinin yükseklerinin de yükseğini
yapanlar da var.. Fakat gel gelelim bilinçli, farkındalığın her geçen gün
yüksek olması beklenirken; sevginin gücünü görüp gösterebilecekken, hala
paradan daha kolay insan harcama peşindeler. Her geçen gün kaç kişi yitip
gitmekte, yaşayan ölü olmakta kim bilir… Sayamıyoruz. Küçüklüğümüzden beri bize
dayatılan, öğretilen hırslardan kendimizi kurtaramıyoruz. Yeri geliyor bir
“unvan” uğruna kendimizi harcıyoruz. O içgüdüleri kontrol edemiyoruz, içimizde
o kadar birikmiş ki “Sevgiyi” tamamen bastırıp; her geçen gün unutuyoruz.
Bırakın kini, nefreti, kıskançlığı… Bırakın affetmeyi öğrenin. Kendinizi
affedin. Atın üstünüzden yükü kurtulun. Karşınızdaki insana yitirdiğiniz
değerleri vermeyi öğrenmeye başlayın. Paylaşın, yol gösterin, bir başkasının
edindiklerini dinleyin, gülün, acındırmayın, acıtmayın, kırmayın, kırılanları
da onarın, özür dileyin, yeri geldiğinde de teşekkür edin, mütevazi olun, saygı
beklemeyin ama gösterin, zamana bırakın ama peşinden de gidin, duygularınızı
yaşayın, elalemi bırakın, yaşayın sanki bugün sonmuş gibi en önemlisi SEVİN,
SEVİN, SEVGİNİN GÜCÜNE İNANIN. Çünkü bu yukarıda yazdıklarımın hepsi sevgi
temelli…
Sevmeyi
öğrenmeye onu yaşamaya başladığımız an yaşamaya başlayacak, maddiyattan
kurduğumuz o koca dünya yerle bir olacak. İçimizde duygularımız yer
değiştirecek, sevgi ile her şeyi anlamaya başlayacağız. Sanmayın burada size
Metin HARA gibi yerinizden kaldırıp “kaldırın kolları, ayağa kalk ve zıpla”
hareketlerini uygulamanız gerektiğini söyleyeceğim. Ben sadece temel taşı size
verecek, kendi dünyanızın şekillenmesine yardımcı olacağım. Durma o zaman,
buraya kadar okuduysan bir şeyler kafanda yerleşti demek ki. Hayata geçir
korkma! “Sevgi bulaşıcıdır.” Bugün başlarsan, dün gittiğin dikenli yolun, yarın
çiçek bahçesi olduğunu görecek; işte o koltuk için kendini hırpaladığın zamanın
ne kadar önemsiz olduğunu anlayacak, sevenleri yaftalamak yerine mutluluklarına
ortak olacak, bir konuda senden daha iyi olanı aşağı çekmek yerine
bilgilerinizin paylaşıldığına şahit olacak, toplumdaki ayrım kalkacak,
geleceğimiz daha da iyiye gidecek, -ecek, -acaklar ardı sıra sıralanacak.
Sadece senin tek bir hareketinle. Sevmeyi öğrenmenle… O zaman durma, sen de bu
hayatı daha farklı yaşa!
9 Comments
Hayatımızı sevgi temeline oturtmalıyız. Kindar değil sevgiyi bilen nesiller yetiştirmeliyiz. Bir canlıyı sevmeyen insanlardan oluşan toplum hiç bir zaman gerçek mutluluğu yakalayamaz.
YanıtlaSilKesinlikle, kindarlığı değil sevgiyi bilen bir nesille devam etmeliyiz. Birbirini anlayan insanlar olmalıyız. Bu çok zor değil :)
SilÖyle güzel yazmışsın ki, üzerine söyleyecek söz yok. Bu dünyayı sevmek kurtaracak. :)
YanıtlaSilRica ederim. O sizin bakış açınızın güzelliği :)
SilKesinlikle katılıyorum. Her şeyin başı sevgi. Zaten kötü olanların kalbi bu kutsal duygudan yoksun olduğu için kötüler. Sevgi gerek hepimize...
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz... Sevgi gerek hepimize..
SilAyy yazıyor olmanız ne güzel :) Ne güzel bir düşüncedir bu.... Kalbiniz çok güzel!
YanıtlaSilSevebilen ve çalışan insan mutludur der Freud. Yazınız bu sözü getirdi aklıma :)
YanıtlaSilKesinlikle haklısınız. İnsanın" bir işe yarıyorum düşüncesi" bile mutlu ediyor :)
Sil